İyi seyirler
Halk Okulu Kurtuluş emekçileri, Almanya’da faşist 129 A/B yasalarına karşı direnen ve Grup Yorum emekçisi Özgür Tutsak İhsan Cibelik’in tedavi hakkının kazanılması üzerine direnişine ara veren Lena İleni Açıkgöz ile röportaj-söyleşi gerçekleştirdi.
Halk Okulu Kurtuluş’un Lena Açıkgöz ile düzenlediği söyleşide öne çıkan başlıklar:
Süre: 00.00.30 - Faşist 129 A/B yasasının tarihi…
Süre: 00.03.55 - Direnişe katılmaya nasıl karar verildi? Neden açlık grevi? Açlık grevinin demokratik mücadeledeki anlamı ve önemi nedir?
Süre: 00.08.38 - “Faşist 129 A/B Yasaları Kaldırılsın!” talebinin nedenleri? Ve 129 A/B Yasası nedir?
Süre: 00.14.47 - Cenazede helva kavurmak, Grup Yorum emekçilerinin nişan yüzüklerini takmak, Grup Yorum konseri örgütlemek, halk festivali düzenlemek… suç mudur? Suç nedir, hukuk nedir? Faşizmin hukuku kimi korur, kimi ‘terörist’ ilan eder?
Süre: 00.20.27 - 129 A/B yasası neyin korkusudur? Alman emperyalizmi neyden korkuyor?
Süre: 00.25.29 - Süresiz açlık grevi, kanser hastası Özgür Tutsak İhsan Cibelik’in ameliyatının yapılması sonucu sonlandırıldı… Bu kazanıma-zafere giden süreç nasıldı? Alman faşizmi 16 boyunca biyopsisini, 23 ay da ameliyatını yapmadı… Neden yapmadılar-yaptırmadılar ve amaçları neydi?
Süre: 00.32.20 - Alman faşizminin 129 A/B yasalarına karşı süren direniş kazanımları nelerdir?
Süre: 00.39.40 - Direnişin yarattığı güç Alman solunda nasıl bir etki bıraktı?
Süre: 00.44.08 - Faşist 129 A/B yasası ile yargılanan Türkiyeli devrimciler Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli’nin duruşmalarında keyfilikler, yasadışılıklar ve gayrimeşruluklar nelerdi?
Süre: 00.49.46 - Bu süreçten sonra faşist 129 A/B yasalarına karşı direniş ve kampanya nasıl sürecek ve şekillenecek?
Süre: 00.51.51- Halkımıza çağrı: Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği’nde Birleşelim, Direnelim, Kazanalım!
Halkımıza iyi seyirler diliyoruz!
Ve diyoruz ki faşizme karşı direnelim, savaşalım, kazanalım!
Direnmek Zaferin Tek Garantisi, Kurtuluş Tek Yoludur!
Halk Okulu Kurtuluş
TAYAD’lılar, 31 Temmuz öğle saatlerinde adaletsizliğin
merkezlerinden olan Çağlayan Adliyesi’ne gelerek basın açıklaması yapmak
istedi.
Bu esnada etraflarına üşüşen AKP’nin kiralık katil ve
işkenceci polisleri hiçbir uyarı yapmadan pankarta saldırarak TAYAD’lı Hasan
Basri Yıldız ve Feridun Osmanağaoğlu’nu gözaltına aldı.
TAYAD’lı Aileler, faşizmin tecrit hapishanelerinde teslim
olmayan Özgür Tutsakların dışarıdaki sesi ve soluğudur. Kiralık polisler
istediği kadar acizce ve kahpece saldırsın, pankartları yırtsın, işkence
yapsın; ne yaparsa yapsın direnişin verdiği moral ve coşkumuz dinmeyecek,
zafere kadar direnmeye devam edeceğiz!
Ülkemizin Tüm Alanları, Meydanları Bizim!
Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Mücadelemiz!
Yaşasın Direniş, Yaşasın Zafer!
TAYAD’lı Aileler, 30 Temmuz’da heyet olarak Ankara Türk
Tabipler Birliği bürosunu ziyaret etti.
TAYAD’lı Aileler ziyarette, S-R-Y Kuyu Tipi ve Yüksek
Güvenlikli Hapishane diye adlandırılan tecrit hapishanelerinde süresiz açlık
grevi eylemi ile hapishane koşulları ile sürgün-sevk işkencesine karşı direnen
Özgür Tutsakların sağlık durumları hakkında bilgilendirme yaptı.
Yapılan bilgilendirmenin ardından direnişe dair talepler
iletilerek TAYAD heyetinin ziyareti sonlandırıldı.
Bu faşist saldırıların bir örneğini de son günlerde
Kürdistan bölgelerinde Kürtçe yazılan uyarı yazıları, düğünlerde veya
kutlamalarda söylenen Kürt halk direniş şarkıları eşliğinde çekilen halaylarla
bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Söz konusu saldırılar ile ilgili Halkın Sağlıkçıları 31
Temmuz’da yazılı açıklama yayınlayarak “Örgütlü Faşizme Karşı Örgütlü
Direniş! Navê Min Azadî Ye Ez Teslîm Nabim (Adım Özgürlük, Teslim
Olmayacağım!)” çağrısı yaptı.
Halkın Sağlıkçıları’nın açıklaması şu şekildedir:
Kürtler Size Boyun Eğmez
Özgürlüğümüz, Kültürümüz ve Dilimiz İçin Mücadele
Ediyoruz
Yakın dönemde Kürt halkının seçilmiş siyasetçilerine
yapılan saldırılar ve sonrasında devam eden halk kültürü ve diline yönelik
saldırılar, faşizmin yönetememe krizinin boyutlandığını göstermektedir.
Emperyalizmin krizi tüm dünyayı savaş bataklığına
sürüklerken, ülkemizde de faşizm tırmandırılıyor. Emperyalist yeniden paylaşım,
gerilimi tırmandırırken kamplaşmayı-saflaşmayı dayatmaktadır. “Bitaraf olan
bertaraf olur” perspektifiyle emperyalizmin safında yerini alan oligarşi hem
ülke içinde hem de ülke dışında milliyetçiliği körükleyerek halklara
düşmanlığını gizlememekte, ezilen halklara dönük saldırılarını da
katmerlendirmektedir.
Her fırsatta demokratik bir ülke olduğumuz safsatasını
ortaya atan oligarşi, belediye seçimlerinde önce Van’da, sonra Hakkari’de
seçilmiş belediye başkanlarını görevden aldı. Son günlerde de Kürt halkının
diline ev kültürüne yönelik sistematik saldırılar gerçekleştiriyor. Kürtçe müzik
eşliğinde düğünlerde, kutlamalarda halay çeken gençler önce sosyal medyada
hedef gösterilerek terörize ediliyor, ardından gözaltına alınarak
tutuklanıyorlar. Kürt illerinde trafiği düzenlemek amaçlı yollara yazılar “Hêdî/Yavaş”,
“Pêşî Peya/Önce Yaya” gibi Kürtçe ifadeler valilik kararlarıyla kara yolları
ekiplerince sildiriliyor.
Bu zihniyet, Kürt halkına siyaseti yasaklıyor, kültürünü
yasaklıyor, dilini yasaklıyor; Kürt halkının özgürlüğünü gasp ediyor,
topraklarını gasp ediyor, yurdunu bombalıyor; Kürt halkına eğitim, sağlık,
barınma, çalışma ve yaşam hakkı tanımıyor.
Bu faşist saldırılara karşı halkımızın yanında olduğumuzu
ve özgürlük mücadelesinin bir parçası olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Faşist saldırılara karşı halkımızı direnmeye, mücadele
etmeye, boyun eğmemeye davet ediyoruz. Bulunduğumuz her ortamda ve her
saldırıda oligarşiye dünyayı dar etmek için örgütlü mücadeleye çağırıyoruz.
Örgütlü Faşizme Karşı Örgütlü Direniş
Navê Min Azadî Ye Ez Teslîm Nabim (Adım Özgürlük,
Teslim Olmayacağım!)
Gözaltına alınan ve oluşturulan komployla tutuklanan 61
kişinin tutsaklığının 173’üncü günü bugün (31 Temmuz) itibariyle geride kaldı.
Adaletsizliğe, Komplolara Karşı Direneceğiz!
Devrimci müzik grubu Grup Yorum, Genco Erkal’ın vefatı
üzerine resmi sosyal medya hesaplarından başsağlığı mesajı yayınlayarak şu
sözlere yer verdi:
“Sanatçı dostumuz Genco Erkal'ı kaybettik.
Ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz…”
İlke TV’nin S,R,Y Kuyu Tipi Hapishanelerle ilgili yapmış olduğu haberi yayınlıyoruz.
Kuyu Tipi Hapishaneler Beton Tabutluklardır Kapatılsın
Bir süredir sağlık sorunları nedeniyle direniş alanına
gelemeyen Aktaş, Şişli Direnişi’nin 1728’inci günü olan 31 Temmuz’da yine CHP
İstanbul İl Başkanlığı binasında hakkı olan işini istedi.
Direnişçi işçi Turan Aktaş direnişine dair şu
açıklamada bulundu:
"Merhaba sevgili halkımız; bugün Şişli
Direnişi'mizin 1728'inci günü.
4 Temmuz'dan bugüne direniş alanıma, Cumhuriyet Halk
Partisi İstanbul İl Başkanlığı'na çıkamıyordum. Çünkü tansiyon rahatsızlığım
olduğu için sıcaklardan kendimi korumak zorundaydım.
1728 gündür süren direnişimiz bitmedi, bitmeyecek. Çünkü
biz onurlu bir direniş sürdürmeye devam edeceğiz.
Evet, onursuz olanlar da işimizi geri vermeyenlerdir.
Onlarca defa söz verdiniz 'işimizi vereceğinize' dair; işimizi istiyoruz.
Okmeydanı halkıyla Resul Emrah Şahin bir toplantıda
görüşme yaparken halkımız orada soruyor 'Turan Aktaş'ın durumu ne olacak?'
diye, 'Sen de mi göz ardı edeceksin?'.
'Beni aşan bir pozisyon bu' diyor, 'Benim üstlerim bana
talimat vermediği sürece ben herhangi bir şey yapamam' demiş.
Evet, çünkü bunlar bir işçi düşmanı, emek düşmanı, halk
düşmanı oldukları için topu birbirlerine atıyorlar.
Özgür Çelik, en son 15 Mayıs'ta burada kendi odanda,
kendi ağzınla söz verdin 'İşini vereceğim, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde
seni işe başlatacağım'.
Sözünde Dur! Söz yiğidin ağzından çıkar!
Sivas'a gidip de oralarda 'yiğido-miğido' kelimeleri
kullanıyorsun.
'Yiğidoysan' o zaman yiğitliğini göster, sözünde dur,
onurlu bir vaziyette verdiğin sözünü tut, işimi geri ver!
Yaşasın Şişli Direnişimiz!"
Bu Mahalle Bizim-Çayan emekçileri tarafından 30 Temmuz’da
yapılan çalışmada, derginin 245’inci sayısının kapak görseli QR kodu ile
fotokopi çıktıları alınarak kapı kapı halkımıza anlatıldı. Yapılan çalışmada
toplam 70 adet dergi Çayan halkına ulaştırıldı.
BU ARAMA DEĞİL, YIKIMDIR! BU ARAMA DEĞİL, TALANDIR!
YIKILAN, KIRILAN, DÖKÜLEN KURUMLARIMIZA YÖNELİK BU
SALDIRI HUKUKİ DEĞİL, YASA DIŞIDIR!
AKP’nin Faşist Polisleri Kurumlarımızı, Evlerimizi Adeta YIKMAYA
Geldiler. Bu Yapılan TALAN VE GASP ARAMASIDIR.
AMAÇ; ARAMA DEĞİL, TERÖR ESTİRMEKTİR
AKP’NİN ESTİRDİĞİ FAŞİST TERÖRLE,
NAZİLERİN UYGULADIĞI
FAŞİST TERÖR AYNIDIR.
NAZİ HUKUKUNDA NASIL “DÜŞMAN
HUKUKU” SÖZ KONUSUYSA
AKP’DE MİSİLLEME YAPMAK İÇİN DÜŞMANCA SALDIRMIŞTIR.
BU SALDIRILAR TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZE YÖNELİKTİR.
Naziler, Hukuku Toplumda İstemedikleri Kişi ve Gruplar
Üzerinde Bir Baskı Aracı Olarak Kullandılar. Muhaliflerini Savunmasız Bırakarak,
Yasalarla Tasfiye Ettiler, Toplama Kamplarıyla Da İmha Ettiler. AKP’de NAZİ
HUKUKUNU UYGULAYARAK HALKA DÜŞMANLIK SAÇIYOR.
KURUMLARIMIZDA SUÇ VE SUÇLU ARAMANIZA GEREK YOKTUR!
ÇÜNKÜ ASIL SUÇLU KATİL AKP İKTİDARI, İKTİDARIN EMRİNDEKİ
HAKİMLER, SAVCILAR VE İŞKENCECİ POLİSLERDİR. HUKUKSUZ ARAMALARA DERHAL SON
VERİLMELİDİR!
HAKSIZ TUTUKLANAN TÜM TUTSAKLAR DERHAL SERBEST
BIRAKILMALIDIR.
Kırşehir Kuyu
tipi Hapishanesinde süresiz açlık grevinin 125.
gününde açlık grevine devam ediyor.
Talepleri
Kabul Edilsin!
Kuyu Tipi
Hapishaneler Kapatılsın!
31 Temmuz 2024 tarihi itibariyle; Grup Yorum İdil Kültür Merkezi’nin basılmaması ve Grup Yorum üyelerinin serbest bırakılmaları talepleriyle başlamış olduğu destek açlık grevinin 218. Gününde
31 Temmuz 2024, Oktay Kelebek ve Cem Dursun 159. Gündür Kuyu Tipi Olmayan ve Arkadaşlarının Olduğu Bir Hapishaneye Gitmek İçin Süresiz Açlık Grevinde!
Talepleri Kabul
Edilsin,
Sürgün Sevk
ve Kuyu Tipi Hapishane İşkencesi Son Bulsun!
AKP faşizminin 6 Şubat Çağlayan eylemi sonrası halkı teslim almak, devrimciliği imha etmeye yönelik saldırı ve baskın terörü sonucu 100’ün üzerinde devrimci, demokrat gözaltına alındı.
Gözaltına alınan ve oluşturulan komployla tutuklanan 61
kişinin tutsaklığının 172’inci günü bugün (30 Temmuz) itibariyle geride kaldı.
Adaletsizliğe, Komplolara Karşı Direneceğiz!
Faşizmin yargı terörüne karşı ölüm orucuyla direnen ve faşizmin adaletsizliğini teşhir eden ölüm orucu gazisi İleri Kızılaltun, TAYAD’lı Aileler ile yaptığı telefon görüşmesinde Nurettin Kaya’nın zaferini kutladı.
Faşizmin S-R-Y Kuyu Tipi Hapishanelerine karşı sevk
taleplerinin kabul edilmesi ile direnişlerine ara veren Nurettin Kaya, Alişan
Gül ve Cemil Kurt’un zaferini kutlayan İleri Kızılaltun şu sözlere yer verdi:
"Geçen Halk TV de uzun bir haber verdi, kuyu tipi
tecridini, gerçeğini yok sayıyorlardı. Artık o kavramı herkes kabul ediyor.
Bizden önce açmışlardı kuyu tiplerini sessiz sedasız, bu
politikayla. Bunu bozmuş olduk. Zaten kuyu tipi tecride karşı da direniş
sürüyor, sürecek.
Zaferimiz kutlu olsun!"
Faşizmin hukuk terörü ile hakkında 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası onanan Direnç Çiçeği Ayten Öztürk ile ilgili Ayten Öztürk İçin Adalet Komitesi tarafından bildiri yayınlandı.
Bildiri içeriği şu şekildedir:
Ayten Öztürk’e
- 6 ay işkence yaptılar!
- Bedeninde 898 yara açtılar!
- 3 yıl hapis yatırdılar!
- 2,5 yıl ev hapsinde tuttular!
- Bir komplo ile tekrar tutukladılar!
- Ve 2 ağırlaştırılmış müebbet hapsi onadılar!
Ayten Öztürk’e verilen 2 ağır müebbet hapsin tek
gerekçesi; bir iftiracının “linç olayını kaldırımdan izliyordu” beyanı!
Ayten Öztürk;
- 2,5 yıl boyunca ev hapsinde tutuldu!
- Ayağına elektronik kelepçe takıldı!
- “Elektronik kelepçeden sinyal gelmiyor” yalanıyla
evi, işkenceci polisler tarafından defalarca basıldı.
- Doktora gitmesine izin verilmedi!
- “Ayten Öztürk’e Özgürlük, İşkence Kayıp Kaçırma
Politikasına Karşı Adalet Sempozyumu” yasaklandı!
- Evinin önünde gece-gündüz polis bekletilerek taciz edildi!
- Yaşadığı işkenceyi anlattığı “Faşizmin Gizli
İşkencehanelerinde Direniş ve Zafer” kitabı toplatıldı, hakkında dava
açıldı.
- Ev hapsindeyken, bir komplo ile tekrar tutuklandı ve 2
ağır müebbet hapsi onandı!
NEDEN?
Çünkü O, ölümü göze alarak işkencecilere teslim olmadı!
Devletin işkence ve kayıp politikasını, ev hapsinde de
teşhir etmeye devam etti!
ÇÖZÜM!
Ayten Öztürk’ün özgürlüğü ellerimizde!
Dayanışma ile Ayten Öztürk’ü özgürlüğüne kavuşturacağız!
“Ayten Öztürk Değil, İşkenceciler Yargılansın!”
demeye devam edeceğiz!
Ayten Öztürk İçin
Adalet Komitesi
Öğlen topluca plaja gidildi, oyunlar oynandı. Gün boyu gelip
gidenler karşılandı ve odalarına yerleştirildi.
Akşam yemeği de topluca yenildikten sonra kamp eğlencesi
için bir araya gelindi.
Eğlenceye geçmeden önce de görev dağılımı yapıldı. Sonrasında da kamplarımızın vazgeçilmez oyunu Kurt-Kuzu oyunu topluca oynandı. Eğlence programı da bitince dost muhabbetleri gece yarısına kadar devam etti.
30 Temmuz 2024, Oktay Kelebek ve Cem Dursun 158. Gündür Kuyu Tipi Olmayan ve Arkadaşlarının Olduğu Bir Hapishaneye Gitmek İçin Süresiz Açlık Grevinde!
Talepleri Kabul
Edilsin,
Sürgün Sevk
ve Kuyu Tipi Hapishane İşkencesi Son Bulsun!
Faşist AKP İktidarı, Çağlayan Adliyesi Önündeki Eylemin
Ardından Demokratik Kurumlara, Evlere Yönelik Arama ve Gözaltı Adı Altında Bir YIKIM
SALDIRISI Yaptı, Yüzden Fazla Devrimci ve Halktan İnsan Gözaltına Alındı, 61 Kişi
Tutuklandı.
BU ARAMA DEĞİL, YIKIMDIR! BU ARAMA DEĞİL, TALANDIR!
YIKILAN, KIRILAN, DÖKÜLEN KURUMLARIMIZA YÖNELİK BU
SALDIRI HUKUKİ DEĞİL, YASA DIŞIDIR!
AKP’nin Faşist Polisleri Kurumlarımızı, Evlerimizi Adeta YIKMAYA
Geldiler. Bu Yapılan TALAN VE GASP ARAMASIDIR.
AMAÇ; ARAMA DEĞİL, TERÖR ESTİRMEKTİR
AKP’NİN ESTİRDİĞİ FAŞİST TERÖRLE,
NAZİLERİN UYGULADIĞI
FAŞİST TERÖR AYNIDIR.
NAZİ HUKUKUNDA NASIL “DÜŞMAN
HUKUKU” SÖZ KONUSUYSA
AKP’DE MİSİLLEME YAPMAK İÇİN DÜŞMANCA SALDIRMIŞTIR.
BU SALDIRILAR TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZE YÖNELİKTİR.
Naziler, Hukuku Toplumda İstemedikleri Kişi ve Gruplar
Üzerinde Bir Baskı Aracı Olarak Kullandılar. Muhaliflerini Savunmasız Bırakarak,
Yasalarla Tasfiye Ettiler, Toplama Kamplarıyla Da İmha Ettiler. AKP’de NAZİ
HUKUKUNU UYGULAYARAK HALKA DÜŞMANLIK SAÇIYOR.
KURUMLARIMIZDA SUÇ VE SUÇLU ARAMANIZA GEREK YOKTUR!
ÇÜNKÜ ASIL SUÇLU KATİL AKP İKTİDARI, İKTİDARIN EMRİNDEKİ
HAKİMLER, SAVCILAR VE İŞKENCECİ POLİSLERDİR. HUKUKSUZ ARAMALARA DERHAL SON
VERİLMELİDİR!
HAKSIZ TUTUKLANAN TÜM TUTSAKLAR DERHAL SERBEST
BIRAKILMALIDIR.
Grup Yorum
emekçisi Rezzan Şengül; Kuyu Tipi olmayan, arkadaşlarının bulunduğu bir
hapishaneye sevk edilmek istiyor. Kuyu tipi hapishanelerin kapatılmasını
istiyor.
Kırşehir Kuyu
tipi Hapishanesinde süresiz açlık grevinin 124.
gününde açlık grevine devam ediyor.
Talepleri
Kabul Edilsin!
Kuyu Tipi
Hapishaneler Kapatılsın!
30 Temmuz 2024
tarihi itibariyle; Grup Yorum İdil Kültür Merkezi’nin basılmaması ve
Grup Yorum üyelerinin serbest bırakılmaları talepleriyle başlamış olduğu destek
açlık grevinin 217. Gününde
Fransa'nın güney sahillerinde 13-28 Temmuz günleri arasında yapılan Aile, Gençlik, Çocuk ve Bebek Kampı, gelecek yıla dair dileklerle sona erdi.
Avrupa Halk Meclisleri tarafından 20 yılı aşkın süredir düzenlenen ve gelenekselleşen kamplar, düzenin tatil anlayışının dışında bir alternatifin varolabileceğini her yıl pratik olarak yeniden kanıtlamaya devam ediyor.
Bu yıl Avrupa Halk Meclisleri, yaz kamplarını iki ayrı bölgede düzenliyor; Fransa ve Yunanistan. Fransa kampının bittiği günün ertesi gün de Yunanistan kampı başladı.
***
Fransa'daki kampa 100 kişi katıldı.
Kampın kuruluşu ve toplanma için ayrılan bir-iki günün dışında, kampta her gün söyleşiler, akşam eğlenceleri, geziler düzenlendi.
Direnme Hakkı ve Dayanışma, Değerlerimiz ve Dedikodu, Avrupa'da saldırıla, Haklarımız ve Kurumlarımız, Yozlaşma, NATO ve LGBT, Kapitalizm ve Sosyalizm (Bireycilik ve Kolektivizm) gibi başlıklar halinde gerçekleştirilen panellere katılım yüksekti.
Gençler de kamp boyunca kendi sohbet ve seminerlerini ayrı olarak yaptılar. Onların da kendi programları vardı. Yozlaşma gibi bazı konularda ise ortak sohbetler yapıldı, gençler, anne babalarının da içinde yer aldığı kamp kitlesine seminerler verdiler.
***
Dernek çalışması için oluşturulan sembolik dernekler arasında, kamp boyunca sürdürülen sosyalist rekabetin galibi, Genç-Der oldu. Çünkü en beğenilen slogan onların sloganıydı: "Gençlik Gelecek, Gelecek Sosyalizm", Fakat elbette Anadolu Yıldızı Derneği (AYDER), Kahramanlarımız Şehitlerimiz Derneği (KSD) ve Kızıl Karanfiller Derneği'nin kamp boyunca sürdürdükleri çabalar da övgüye değerdi.
Akşam eğlencelerinde bilgi yarışmaları, "kampstar" yarışması, yetenek yarışmaları yapıldı. Akşam ne yapılırsa yapılsın, her gece halaylar ve türkülerle bitirildi.
***
Çocuklar ve bebekler, kamp hayatının merkeziydi dersek yanlış olmaz. "Çocuklar için program olarak daha fazlasını yapabilmeliydik" eksikliğinde hemen tüm kamp hemfikirdi. Bu eksikliğin dışında güzel ve anlamlı olan, çocukların ve özellikle bebeklerin tüm kamp tarafından sahiplenilmesiydi. Kamptaki tüm anmeler, tüm bebeklerin annesiydi. 6-7-8 aylık bebekleri, bir bakmışsınız bir anne uyutuyor, akşama başka bir anne.. Sosyalizmde çocuklarımızı ve bebeklerimizi nasıl yetiştireceğiz... sorusu açısından çok küçük ve mütevazi bir tecrübe yaşandı.
***
Kamptan ayrılanların her biri için ayrı uğurlamalar düzenlendi. Çoğunlukla Grup Yorum'un "hoşça kalın dostlarım" parçası eşliğinde yapılan uğurlamalarda hep gözyaşı vardı. Tanışalı daha bir hafta on gün olan insanlar, kaç yıllık dostlukların coşkusuyla vedalaştılar.
"Sanki bir yıldır buradaymışız" gibi değerlendirmelerini yaptılar.
Gençlerimizin bazıları, "ne yalan söyleyelim, biz buraya gelmeyi çok da istememiştik, ailelerimizin hatırı için geldik. Ama burada çok başka bir şey gördük" dediler gözyaşları içinde.
***
Evet doğruydu. Orada düzen yaşamı içinde olmayan, düzen yaşamı içinde bulunamayan birçok şey vardı.
Bunların en başında çıkarsız paylaşım, dayanışma, emek vardı. Kolektivizm vardı.
Kampın son günü tüm kamp kitlesinin katılımıyla yapılan "kamp değerlendirmesinde söylenen sözler, bu farklılığın en güzel göstergesiydi. Bu değerlendirmede kimisi "tek kelimeyle güzeldi" dedi, kimisi ayrıntılı tahliller yaptı. Eksiklikler, organizasyonda yetersizlikler de vardı, onlar da bir bir söylendi. Ama belirleyici olan kolektivizmle her şeyin altından kalkılmasıydı. Sesler duygusallaştı, gözleri dolanlar oldu. Coşkuyla gelecek yıl için önerilerde bulunuldu.
Anadolu Yıldızı Derneği'nin final gecesi için hazırladığı pankart kamp sonu için güzel bir özet ve dilekti: "Kamp Bitse de Hayat Devam Ediyor:
Direnelim! Mücadele Edelim! Kazanalım!
Hayatı Güzelleştirelim!"