Ocak 2024

1 Şubat 2024 Tarihi itibariyle Lena İleni Açıkgöz 205 gündür Almanya’daki 129A/B yasalarına karşı ve devrimci tutsakların özgürlüğü için süresiz Açlık Grevinde!

Açlık Grevi Direnişinin Talepleri:

1- Adalet Bakanlığı şu an devam eden Devrimci Gazeteci Özgül Emre, Grup Yorum Emekçisi İhsan Cibelik, Antifaşist Serkan Küpeli'nin davasını geri çekmelidir!

2- Devrimci ve Anti-Faşist Tutsaklar Özgül Emre, İhsan Cibelik, Serkan Küpeli ve Hasan Unutan TUTUKSUZ YARGILANSINLAR!

3- Her türlü Dijital delil suç delili olarak kullanılmaktan çıkarılsın! Dijitallerin güvenirliği ve delil niteliği yoktur!

4- Almanya Anayasayı Koruma örgütünün (Verfassungsschutz) devrimciler hakkında hazırladığı raporlar meşru değildir, mahkemelerde delil olarak kullanmaktan çıkarılsın!

5- Almanya Federal Başsavcısı Peter Frank Özgül Emrelere yapılan operasyondan kısa bir süre sonra Türkiye Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü ve onur madalyası aldı. Bu görüşmede neler konuşuldu ve Savcı Peter Frank hangi hizmetler sonucu onur madalyası aldı? -AÇIKLANSIN!

6- 5 yıldır oturum hakları için direnen Almanya direnişleri Meclisinin oturumu geri verilsin! Siyasi nedenlerle verilenden oturum hakkının siyasi nedenlerle alınması hukuksuzdur ve meşru değildir!

Bu anlamda İlker Şahin’e verilen ceza kaldırılsın!

7- FAŞİST 129,129 A ve B yasaları Kaldırılsın!

Faşist 129 Yasası Kaldırılsın Komitesi

 

01.02.2024 tarihi itibariyle; Kuyu Tipi hapishanelere karşı devrimci tutsakların başlattığı süresiz açlık grevi ve Ölüm Orucu direnişi Devam Ediyor!

Hüseyin Karaoğlan Süresiz Açlık Grevinin 144. Gününde

Nurettin Kaya Ölüm Orucunun 105. Gününde

Tecrit İşkencedir, Tecrite Son!

TAYAD’LI AİLELER

 

Sezgin Zengin ve Baki Can Işık 13 Kasım Pazartesi itibariyle Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli

Hapishanesi'nde Süresiz Açlık Grevi direnişine başladılar.

Kuyu tipi hapishanelere karşı özgür tutsakların direnişi büyüyor: Sezgin Zengin ve Baki Can’ın süresiz açlık grevleri 80. Gününde sürüyor.

Kuyu Tipi Hapishanelerle, Tecritle Özgür Tutsakları Teslim Alamazsınız!

Özgür Tutsakların Talepleri Kabul Edilsin!

02.01.2024

 

İstanbul Küçükarmutlu’da, PSAKD Sarıyer Şubesi Zeynep Yıldırım Cemevi Başkanı Beyhan Gün hukuksuz tutuklanmasının 14’üncü ayını geride bırakıyor.

"Haklı olduğun zaman hiç kimseye boyun eğmeyeceksin (Hz. Ali)" diyerek adaletsizliğe karşı gelen Cemevi emekçileri 1 Şubat’ta (yarın) düzenleyecekleri basın açıklamasına basını ve halkı davet etti.

Yer: Sarıyer PSAKD – İstanbul Küçükarmutlu

Tarih: 1 Şubat 2024

Saat: 15.00

Tüm basın emekçileri ve halkımız davetlidir!

Grup Yorum emekçileri Süresiz-Dönüşümlü Açlık Grevi eylemlerinin 37’inci 31 Ocak’ta geride bıraktı. Yorum emekçileri direniş kampanyası kapsamında sanatçıları ve aydınları da ziyaret etmeye ve görüşmeye devam ediyor. Bu kapsamda 30 Ocak’ta sanatçı Cengiz Özkan ile görüşme gerçekleştiren Yorum emekçileri, C. Özkan ile birlikte açıklamada bulundu.

Yorum adına Bergin Varan ve sanatçı Cengiz Özkan’ın açıklamaları şu şekildedir:

Bergün Varan:

"Merhabalar. Bugün sanatçı dostumuz Cengiz Özkan ile birlikteyiz.

Sözü size bırakıyoruz."

Cengiz Özkan:

"Grup Yorum üyeleri deyim yerindeyse altı ay içeride, altı ay dışarıda; bu yıllardır devam eden bir süreç.

Bugün insanların vicdanına dokunmak için açlık grevindeler. Ve kaybettiğimiz canlarla ödedik aslında.

Sanat, müzik iyileştiricidir, toplumun ihtiyacı vardır.

Biz Grup Yorum'un ve diğer müzik gruplarının yanındayız.

Müzikten korkmayın."

Bergün Varan:

"Biz bugün Süresiz-Dönüşümlü Açlık Grevimizin 36'ıncı günündeyiz. Biz direniyoruz, çünkü İdil Kültür Merkezi'miz sürekli polislerce basılıp talan ediliyor. Sürekli gözaltına alınıp tutuklanıyoruz, işkenceler görüyoruz. Arkadaşlarımız halâ hapishanede; onların serbest bırakılması için biz direnişteyiz.

Biz bir müzik grubu olarak işimizi yapamıyoruz, konserler veremiyoruz. Ama biz buradan şunu söylüyoruz: hiçbir baskı bizi teslim alamayacak, geri adım da attıramayacak.

Yine sanatçı dostlarımızda birlikte olmaya, bu direnişi büyütmeye, halkla birlikte olmaya her koşulda devam edeceğiz diyoruz.

(Cengiz Özkan'a hitaben) Tekrardan teşekkür ederiz."

Cengiz Özkan tekrar söz alarak:

"İşkence insanlık suçudur. Şiddete hayır diyoruz, her türlü şiddete.

Ve yine söylüyorum: müzik, sanat iyileştiricidir.

Grup Yorum'u seviyoruz, destekliyoruz, yanındayız; halkımızın da yanındayız.

Sevgiler."



İstanbul TAYAD’lı Aileler, S-R-Y Kuyu Tipi Hapishanelere sessiz kalan İstanbul Barosu’na dilekçeler vermeye ve tepki vermeleri için çağrıda bulunmaya devam ediyor.

Bu kapsamda 30 Ocak’ta tekrar baroya giden TAYAD’lılar saat 15.00 sularında AKP’nin işkenceci polisleri tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınan TAYAD’lı Feridun Osmanağaoğlu, Engin Ateş ve Hasan Togan işlemlerin ardından serbest bırakıldılar.

TAYAD’lı Aileler her hafta Çarşamba günü İstanbul Çağlayan Adliyesi önündeki basın açıklamalarına kararlılıkla devam ediyor. Bu haftaki açıklamayı 31 Ocak’ta düzenleyen TAYAD’lı Aileler “Ercan Kartal ve Ali Osman Köse başta olmak üzere tüm hasta tutsaklar serbest bırakılsın!” diyerek kamuoyuna basın açıklamasını okudu.

Okunan basın açıklamasında şöyle denildi:

 Basına ve Halkımıza;

Bugün burada TAYAD’lı Aileler olarak 229’uncu açıklamamız.

Ülkemizde bugünden itibaren 403 hapishane bulunmaktadır. Bu hapishanelerde toplam 303 bin 945 kişi tutsak edilmektedir. Bu hapishanelerde 1.600’ün üzerinde hasta tutsak var. Bunların 604’ü ağır hasta tutsaktır.

Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutulan Özgür Tutsak Ercan Kartal kalp hastasıdır. Acil ameliyat edilmesi gerekmektedir. Hastane yönetimi hastanede doktor olmadığını ileri sürerek tedavisi engellenmek isteniyor; 30 yıldır hapishanede tutuklu olan Ercan Kartal katledilmek isteniyor. Hücresinde tutulan Ercan Kartal kalp krizi geçirerek ölümden dönmüştür.

Faşist AKP iktidarı bugün S, R, Y Kuyu Tipi Hapishaneleri açarak tecridi daha da yükseltmeyi amaçlamaktadır. Yeni yapılan bu hapishaneler tamamen insanı tek başına yaşamaya mahkûm etme, insan sesi, insan yüzü dahi görmemesini sağlamaktadır. Mimari yapısı dahi özenle yapılmış tutsakların güneşi bile görmesini engellemiştir. İşkencenin boyutu ülkemizde her gün artmaktadır.

Türkiye hapishanesinde her gün tabutlar çıkmaktadır. Ercan Kartal ve Ali Osman Köse infaz kanunun 16. Maddesi’ne göre tedavilerine devam edebilmeleri için tahliye edilmelidir.

Ali Osman Köse 37 yıldır tutsaktır. Böbrek kanseri teşhisi konulmasına rağmen tedavisi insani şartlarda yapılması gerekirken halâ serbest bırakılmamaktadır. Faşist AKP iktidarının amacı hasta tutsakları tedavi etmek değil; katletmektir.

Biz TAYAD’lı Aileler olarak evlatlarımızın tedavileri insani koşullarda yapılmasını istiyoruz. Ercan Kartal, Ali Osman Köse ve hapishanelerde bulunan tüm hasta tutsaklar derhal tahliye edilmelidir.

Bugün bizler Süresiz Açlık Grevinin 143’üncü gününde Hüseyin Karaoğlan ve Ölüm Orucunun 104’üncü gününde Nurettin Kaya için direniyorsak hasta tutsaklar için de direniyoruz.

Ali Osman Köse ve Ercan Kartal’ın başlarına gelecek tüm olumsuzluklardan başta faşist AKP iktidarı, Adalet Bakanlığı ve Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi iradesi sorumludur.

Bizler önce evlatlarımızı sonra onların düşüncelerini sahiplendik. Evlatlarımızın sesi soluğu olmaya, onların düşüncelerini büyütmeye devam edeceğiz.

Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın!

Tecrit İşkencedir, Tecride Son!

Direne Direne Kazanacağız

TAYAD’lı Aileler











CHP’li Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin halkı aldatmaya ve direnenlere yüz çevirmeye devam ediyor. M. Keskin 29 Ocak’ta şahsi sosyal medya Twitter (X) hesabında şu paylaşımı yapmıştır:

"Vergide Adalet" yasası için DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'nun katılımıyla bir araya gelen mesai arkadaşlarımın talebine destek verdim. Yarın TBMM'de görüşülecek yasa ile hayat pahalılığın durmaksızın arttığı ülkemizde emekçilerimiz adına olumlu bir karar çıkmasını temenni ediyorum.

Bunun üzerine TABİB ve Şişli Direnişçisi Turan Aktaş işçi düşmanı Keskin’i ve DİSK başındaki sendika ağalarını açıklamalarıyla teşhir etmiştir.

 TABİB İstanbul’un açıklaması şu şekildedir:

“Bir durumun tanımını net olarak yapalım.

1600 Gündür kapısında direniş olan Şişli Belediyesi (@sislibelediyesi) başkanı Muammer KESKİN 'e DİSK atkısı verip sırıtarak resim çektirenler ile yolumuz ayrıdır.

Bizim yerimiz Şişli Direnişi-Turan Aktaş ve Kakil Yazar’ın yanıdır.

Belediye-Sendika El Ele İşçi Sefalete…”

 Turan Aktaş da 30 Ocak’ta yaptığı açıklamada şu sözlere yer vermiştir:

“Ben sana Demiştim Muammer Keskin (@muammerkeskin75), senin gibi Emek Hırsızı, İşçi Düşmanı gün gelecek defolup gidecek. Amaaa, şunun şurasında iki ay sonra esemen okunmayacak, tek şekilde anılacaksın. Şişli'de işçinin ve Şişli halkını hafızasında işçi düşmanı, halk düşmanı olarak.

Şu resimde aciz ve zavallı görünüyorsun Muammer Keskin, ama biz Şişli işçileri dimdik ayaktayız; 1540 gündür sana ve resimdeki işçi düşmanlarına karşı boyun eğmedim. İşçileri bacasız fabrika gibi gören DİSK (@diskinsesi), Arzu Çerkezoğlu (@ArzuCerkezoglu) ve Remzi Çalışkan (@RemziCaliskan_) işçiler gün gelecek Türkiye'deki sendikaların ne oldukların anlayacaklar. Siyonizm’in Türkiye şubesi sendikalar işçileri satanların resmi.”

İstanbul Şişli Direnişi 1541’inci gününü 31 Ocak’ta geride bıraktı.

CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda direnişini sürdürmekte olan Turan Aktaş, 1541’inci direniş gün nezdinde videolu açıklama yaparak şu sözlere yer verdi:

"Merhaba sevgili halkımız; bugün Şişli Direnişi'mizin 1541'inci günü, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı'ndaki oturma eylemimizin 177'inci günü.

CHP yöneticileri adaletten, hukuktan bahsederken kendi kapılarının önündeki adaletsizliği, hukuksuzluğu yok sayıyorlar. Dört mahkemem olmasına rağmen ve bunları görmemezlikten gelen bir CHP seçime gidiyor. Ve seçime giderken CHP işçiden-emekçiden yana hiçbir tavır takınmıyor. Evet, CHP Şişli Belediye Başkanı haksız, hukuksuz bir şekilde beni işimden attı. Ve kendisi de 3 Nisan 2023 tarihinde Belediye Meclisi'nde 'haklıdır, haklı sebeplerle direnen Turan Aktaş' demesine rağmen, ama CHP ve CHP'liler bizi-beni görmezden geliyor.

Buradan halkımıza çağrımdır; evet bir seçime gidiliyor. CHP'liler, yöneticiler sahaya inecekler. Sizlerden ricam CHP'lilere bir sorun 'Neden kapının önündeki sorunu çözmüyorsun, çözdün mü? Neden çözmüyorsun?' diye sahiplenmenizi ve sorgulamanızı istiyorum."

 

Direniş Dostları Aktaş’ın Yanında

Direniş başladığı günden bugüne Aktaş’ın ziyaretçileri ve destekçileri hiç eksilmemiştir; 1541’inci günde de bu durum öyleydi. Aktaş’ı DİH emekçisi; önceden haksızlığa karşı direnen ve zafer kazanan Türkan Albayrak ziyaret etti. Aktaş bununla ilgili de “Direnişçi Türkan Albayrak hiçbir zaman desteğini benden esirgemedi. Zafer Direnen Emekçilerin Olacak!”

Yakın bir süreçte hukuksuzca tutuklanan Dev-Gençli Turgut Onur tutsaklık koşullarında da keyfi olarak tecride tabi tutuluyor. Dev-Gençliler bu kapsamda genel mektup yazma çağrısı yayınladı. Yapılan çağrıda: “Hukuksuz Bir Şekilde Tutuklanan Dev-Gençli Turgut Onur’a Mektup Yazalım Tecridi Kıralım! Turgut Onur’a Özgürlük!” sözlerine yer verildi.

Ayrıca, T. Onur’un da adres bilgileri de belirtilmiştir. Onur’un adresi şu şekildedir:

Metris 1 No ’lu T Tipi Kapalı Hapishane

Esenler/İSTANBUL

31 Ocak 2024 Tarihi itibariyle Lena İleni Açıkgöz 204 gündür Almanya’daki 129A/B yasalarına karşı ve devrimci tutsakların özgürlüğü için süresiz Açlık Grevinde.

31.01.2024 Tarihinde Avusturya Halk Cephesi olarak Bir kez daha Avusturya/Viyana Almanya Konsolosluğu önünde; Adalet talebimizi dile getirdik.

DİRENİŞÇİLER VE YOLDAŞLARIMIZ İÇİN ADALET İSTİYORUZ ALACAĞIZ!

SÜRESİZ AÇLIK GREVİ DİRENİŞÇİLERİNİN TALEPLERİ TALEPLERİMİZDİR!

Bizler AVUSTURYA HALK CEPHE ´liler Olarak adalet talebimizi dile getirmeye Devam Edeceğiz. Bir sonraki adalet nöbetimiz 21.01.2024 tarihinde.

DİRENİŞÇİLER VE YOLDAŞLARIMIZ İÇİN ADALET İSTİYORUZ ALACAĞIZ!

SÜRESİZ AÇLIK GREVİ DİRENİŞÇİLERİNİN TALEPLERİ TALEPLERİMİZDİR!

YAŞASIN DİRENİŞ YAŞASIN ZAFER!

YAŞASIN SÜRESİZ AÇLIK GREVİ DİRENİŞİMİZ!

EDA DENİZ, ILGIN, SEVİL SEVİMLİ VE LENA İLENİ ONURUMUZDUR!

ÖZGÜL EMRE, İHSAN CİBELİK, SERKAN KÜPELİ VE HASAN UNUTAN'A ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ!

DEVRİMCİLİK YAPMAK SUÇ DEĞİL TARİHSEL GÖREVDİR!

DEVRİMCİ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR!

KAHROLSUN FAŞİZM YAŞASIN MÜCADELEMİZ!

AVUSTURYA HALK CEPHESİ

31.01.2024 



Rahatsızlığım nedeniyle 3 ay önce Yargılandığım 3. Ağır Ceza Mahkemesinden doktorumun randevu talep yazısıyla izin aldım. Mahkemenin ilettiği karar; "elektronik kelepçe çıkarılmadan yaparsanız yapın" şeklindeydi. Doktorlar elektronik kelepçenin ayağımı yakmaması için (çünkü ameliyat sırasında elektrik de kullanılıyor) naylonla izole etmek zorunda kaldılar...  Ben bu ameliyatı yaptırmak zorunda olduğum için o gün ameliyat oldum ve sağlığıma zarar verebilecek kitleler alındı. Bu kitlelerin daha sonra tekrar oluşma ve riskine karşı ara ara kontrole gitmem gerekiyor. Ameliyattan yaklaşık bir hafta sonra bir kontrole gittim ancak belli aralıklarla kontrolün sürdürülmesi gerekiyordu.

Bu hafta kontrol için doktorum bir randevu talep kâğıdı yazdı ve mahkemeye ilettik. Mahkemenin kararı şöyle oldu: "Talebin içeriği incelendiğinde, sanığa verilen ceza miktarı göz önüne bulundurularak sanık müdafinin talebinin REDDİNE"

Benim düzenli kontrol edilmesi gereken en az üç kronik rahatsızlığım olduğu halde, bu hafta mahkemenin verdiği bu karar diğer rahatsızlıklarımın da tedavisinin mümkün olmadığını gösteriyor.

Ben 2,5 yıldır ev hapsindeyim. 6 ay boyunca yaşadığım işkencelerden dolayı bedenimde oluşan kalıcı rahatsızlıklar nedeniyle defalarca doktora gittim. O zaman da hakkımda istenen cezanın oranı aynıydı. Bugün değişen nedir?

Ev Hapsindeki bir insanın tedavi olup olmayacağına 3. Ağır Ceza Mahkemesi neye göre karar veriyor. Heyet tıp alanındaki kararları da insan hayatıyla oynayacak kadar kolay verebiliyorsa sağlığımın bir garantisi yoktur.

Bu kararla ev hapsindeki bir devrimcinin hiçbir sağlık güvencesinin olmadığını göstermiş oluyorlar.

3. Ağır Ceza Mahkemesi, aldığım cezayı göz önünde bulundurarak beni zan altında bırakmaya çalışıyor. Mahkemeye şunu sormak hakkım; 2,5 yıllık ev hapsi süresince, defalarca hastaneye de gitmeme rağmen tek bir ihlal söz konusu mu? Elbette ki hayır! Ben bu cezayı hapishaneden tahliye olduğum gün aldım ve bunu tüm kamuoyu biliyor. Ben de bu haksız cezaya karşı hukuk mücadelemi ilk günden itibaren sürdürüyorum. Adalet sistemine güvensizliğin % 70'lere ulaştığı ülkemizde hakkımda verilen bu karar şaşırtıcı olmasa da kabul edilemez.

Tüm kamuoyuna tekrar hatırlatmak için belirtmek istiyorum, hakkımda verilen ve tedavimin önünde engel olarak görülen cezanın oranı 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.

Bu ceza bir iftiracının 2008 yılında "tecavüzcünün linç olayını kaldırımdan izledi" beyanı üzerine ve asıl olarak işkenceye karşı direnişim ve devrimci kimliğim nedeniyle aldım. Ortada olayla bağlantılandırılabilecek tek bir delil yoktur.

Asıl gerçek 6 ay gizli bir işkence merkezinde yaşadığım işkencenin gizlenmeye çalışılması, üstünün örtülmesidir. Bunun için bu ceza veriliyor, bunun için tedavim engelleniyor ve bunun için de 2,5 yıldır ev hapsindeyken günün ve gecenin her saatinde kelepçe çekmiyor bahanesiyle telefonla defalarca aranabiliyorum.

İşkence her boyutuyla devam ediyor; evim 5 kez basıldı, tehdit edildim, evimin önünden sıkça geçen zırhlı araçla taciz edildim, her an kontrol gerekçesiyle evime gelindi, üstelik karakol evime 5 dakika uzaklıktayken tüm bunlar yapıldı, yapılıyor.

Mafyacıların, tecavüzcülerin, katillerin, işkencecilerin elini kolunu sallayarak dolaştığı ülkemizde devrimcilere yönelik uygulanan bu yasal zorbalığı asla kanıksamayacağım.

 

Hakkımda verilen bu karar, 6 ay boyunca işkencede direnmemin intikamıdır. İşkence altında bana söylenen "seni hapislerde çürüteceğiz" söyleminin karşılığıdır. İşkencenin tedavi hakkının gaspı şeklinde sürdürülmesidir...

Evet bu ülkede işkence vardır. Hem de her boyutuyla var. Ama bu ülkede işkenceye karşı canları pahasına direnenler de vardır. Ben de bu adaletsizliği asla kabul etmeyeceğim. Ev Hapsim Kaldırılsın, hakkımdaki hukuksuz cezalar bozulsun!

31.1.2024- Ayten Öztürk

İşini geri almak için 4 yılı aşkın süredir direniyor.

  Hakkında verilen 4 mahkeme kararı olmasına rağmen, işe geri alınmıyor.

  Hak-Hukuk-Adalet diyen CHP, il başkanlığının içinde direnen bir emekçiyi görmezden geliyor. Her gün önünden geçip gidiyorsunuz. Bir emekçiye işini geri vermek bu kadar mı zor?

  Turan AKTAŞ'ın direnişi, haklı bir direniştir. Ve işe geri alınmalıdır.

  TURAN AKTAŞ İŞİNE GERİ ALINSIN!

Sezgin Zengin ve Baki Can Işık 13 Kasım Pazartesi itibariyle Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli

Hapishanesi'nde Süresiz Açlık Grevi direnişine başladılar.

Kuyu tipi hapishanelere karşı özgür tutsakların direnişi büyüyor: Sezgin Zengin ve Baki Can’ın süresiz açlık grevleri 79. Gününde sürüyor.

Kuyu Tipi Hapishanelerle, Tecritle Özgür Tutsakları Teslim Alamazsınız!

Özgür Tutsakların Talepleri Kabul Edilsin!

31.01.2024

31.01.2024 tarihi itibariyle; Kuyu Tipi hapishanelere karşı devrimci tutsakların başlattığı süresiz açlık grevi ve Ölüm Orucu direnişi Devam Ediyor!

Hüseyin Karaoğlan Süresiz Açlık Grevinin 143. Gününde

Nurettin Kaya Ölüm Orucunun 104. Gününde

Tecrit İşkencedir, Tecrite Son!

TAYAD’LI AİLELER

31 Ocak 2024 Tarihi itibariyle Lena İleni Açıkgöz 204 gündür Almanya’daki 129A/B yasalarına karşı ve devrimci tutsakların özgürlüğü için süresiz Açlık Grevinde!

 Açlık Grevi Direnişinin Talepleri:

 1- Adalet Bakanlığı şu an devam eden Devrimci Gazeteci Özgül Emre, Grup Yorum Emekçisi İhsan Cibelik, Antifaşist Serkan Küpeli'nin davasını geri çekmelidir!

 2- Devrimci ve Anti-Faşist Tutsaklar Özgül Emre, İhsan Cibelik, Serkan Küpeli ve Hasan Unutan TUTUKSUZ YARGILANSINLAR!

 3- Her türlü Dijital delil suç delili olarak kullanılmaktan çıkarılsın! Dijitallerin güvenirliği ve delil niteliği yoktur!

 4- Almanya Anayasayı Koruma örgütünün (Verfassungsschutz) devrimciler hakkında hazırladığı raporlar meşru değildir, mahkemelerde delil olarak kullanmaktan çıkarılsın!

 5- Almanya Federal Başsavcısı Peter Frank Özgül Emrelere yapılan operasyondan kısa bir süre sonra Türkiye Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü ve onur madalyası aldı. Bu görüşmede neler konuşuldu ve Savcı Peter Frank hangi hizmetler sonucu onur madalyası aldı? -AÇIKLANSIN!

 6- 5 yıldır oturum hakları için direnen Almanya direnişleri Meclisinin oturumu geri verilsin! Siyasi nedenlerle verilenden oturum hakkının siyasi nedenlerle alınması hukuksuzdur ve meşru değildir!

Bu anlamda İlker Şahin’e verilen ceza kaldırılsın!

 7- FAŞİST 129,129 A ve B yasaları Kaldırılsın!

 Faşist 129 Yasası Kaldırılsın Komitesi


Yunanistan Halk Cephesi olarak Türkiye faşizminin ve Yunan Hükümetinin emperyalizmin direktifleri doğrultusunda Türkiyeli devrimcilere karşı uygulanan hukuk terörüne karşı 30 Ocak tarihi itibarıyla  oturma eylemi 29. gününde.

Eylem saat 12:00’da başladı. Yaklaşık bir saat süren eylemde bir kişi de bildiri dağıtımı gerçekleştirdi.

Yargıtay’a hukuki işleri için gelen avukatlardan da direnişe davaya dair sorular sordular. Yaşamış olduğumuz hukuksuzlar anlatıldı, direnişimizin talepleri anlatıldı.

Bir saat süren bildiri dağıtımında 75 adet bildiri dağıtımı gerçekleştirildi


Hafta içi Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, cuma günleri Atina’da Aleksandras caddesindeki Yargıtay Binası önünde direnmeye devam edeceğiz.

Herkesi direnişimizi sahiplenmeye çağırıyoruz.

Adalet İstiyoruz Alacağız!

Devrimcilik Yapmak Suç Değil Görevdir!

Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!

Halkız Haklıyız Kazanacağız! 



Grup Yorum emekçileri ve öğrencileri, 30 Ocak’ta “Umudun Ritmi” çalışmaları kapsamında bir kez daha bedenlerini enstrüman* yaptı.

Kurumsal sosyal medya hesapları Twitter (X) üzerinden videolu paylaşım yapan Grup Yorum adına Barış Yüksel öncelikle açıklamada bulunarak: "Zulme ve adaletsizliğe direnen halkımız, merhaba;

Süresiz-Dönüşümlü Açlık Grevi direnişimiz devam ediyor. İdil Kültür Merkezi'miz basılmasın, tutsak Yorum emekçisi arkadaşlarımız serbest bırakılsın talepleriyle direnişimizi sürdürüyoruz.

Ülkemizde ve dünyada yine adaletsizliğe karşı birçok direniş devam ediyor. Ve bugün umudun ritmini direnen tüm halklarımız için söylüyoruz…” dedi.

 

Ardından çalgı aleti gitar eşliğinde ‘umudun ritmi’ ile Yorum’un coşku veren “Biz Sevdik” şarkısı okundu. Onurlu aydın olan halk şairi İbrahim Karaca ile Yorum’un ortak söz yazarı olduğu “Biz Sevdik” türküsü diyor ki:

“Biz dövüştük, biz can verdik

Yurdum seni biz sevdik"

Evet, Yorum halkı için direnmeye ve devrimci sanatını yapmaya devam ediyor…

 

Not:

*: “Umudun Ritmi”, müzik sanat alanında da “beden perküsyonu” olarak bilinmektedir. Yorum, enstrümanlarının faşizmin polisleri tarafından kırılması-parçalanması ve çalınması üzerine direnişle ve bu yöntemle karşılık vererek bedenini de enstrüman yapmaktadır.  

 İstanbul Dev-Genç’liler, 29 Ocak’ta Avrupa Yakası’nda duvar gazetesi çalışması yaptı.

Söz konusu çalışmada Dev-Genç’liler, İdil Kültür Merkezi’nin basılmaması ve tutsak Grup Yorum emekçilerinin serbest bırakılması talebiyle Süresiz-Dönüşümlü Açlık Grevi eylemi yapan Yorum üyelerini sahiplenirken, aynı zamanda “Grup Yorum’un Talepleri Kabul Edilsin!” şiarının yazılı olduğu duvar gazetelerinden beş adet merkezi noktaya astı. 



 Faşizmin MİT işkencehanesinde altı aylık işkence ve hukuksuz üç buçuk yıl tutsaklığın ardından ‘ev hapsi’ kararıyla tahliye edilen Ayten Öztürk, ev hapsinin 961’inci gününü 29 Ocak’ta geride bıraktı.

Ayten Öztürk’ün ev hapsinde kaldığı her gün, her saat bir adaletsizlik ve keyfi hukuksuzluktur. Lakin buna da teslim olmayan Öztürk, günlük olarak şahsi kullandığı sosyal medya Twitter (X) hesabından da sevenlerine, halkına mesajlarını ulaştırmaya devam ediyor.

Ayten Öztürk, 29 Ocak’ta yaptığı paylaşımda şu mesajı yayınlamıştır:

“Ev Hapsinde 961. Gün!

Direnmenin suç olarak gösterildiği, iftiracılar üzerinden suç üretildiği ve işkencecilerin aklandığı bir ülkede yaşıyoruz.

Bu adaletsizliği asla kanıksamayacağız!

ADALET!” 


 İstanbul Şişli Direnişçisi Turan Aktaş, CHP’li yöneticilerin ve belediyenin yalanlarına, adaletsizliğine rağmen direnişini devam ettiriyor. Aktaş 30 Ocak’ta direnişinin 1540’ıncı gününü geride bıraktı ve direniş günlüklerinin yayınlandığı sosyal medya Twitter (X) sayfasından videolu bir mesaj yayınladı.

Söz konusu mesajda Turan Aktaş şu açıklamada bulunmuştur:

"Merhaba sevgili halkımız; bugün Şişli Direnişimizin 1540'ıncı günü. Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı'ndaki oturma eylemimizin 176'ıncı günü.

Pazar günü İl Başkanlığı'nın emeklilerle alakalı Bakırköy'deki toplantısına gittiğimizde Özgür Çelik kendi ağzıyla 'evet, Turan Bey'in işini vereceğiz, bir buçuk aydır bekliyor, güvenlik soruşturması yapıyoruz' diyerek. Ama burada kendi yardımcılarıyla burada bağlantıları, ilişkileri kopuk galiba. Ama burada başka yardımcıları kendilerince bir kılıf uydurmaya çalışıyorlar, ya da algı yaratmaya çalışıyorlar.

Özkan Mete diye başkan yardımcılarından biri dün burada Grup Yorum emekçileri yanıma ziyarete geldiği zaman şu şekilde bir hitapta bulundu: 'sen kendin istifa etmişsin ve kalkmışsın burada işini istiyorsun.' Kendisine şunu dedim: 'Kanıtla bunu. Eğer ki ben istifa edip, sonradan işimi istiyorsam ben buradan çekip gideceğim. Kanıtlayamazsan sen de buradan istifa edip gidebilecek misin? O riayeti, o onuru gösterebilecek misin?' dediğim zaman tabi ki beyefendi bozuldu; çünkü kendisi de biliyor yalan söylediğini. Ama ne yalanlar uydurursanız uydurun sizlerden işimi alacağım.

Yaşasın Şişli Direnişimiz!" 

 Faşizmin komploları ve hukuksuzluğu sonucu bir yıl önce tutuklanan İstanbul Küçükarmutlu PSAKD Sarıyer Şubesi Cemevi başkanı Beyhan Gün’ün babası Kemal Gün; 29 Ocak’ta kamuoyuna yaptığı açıklama ile açlık grevi direnişine başladı.

“İnanç Özgürlüğü İstemek Suç Değildir! Beyhan Gün Serbest Bırakılsın!” talebiyle açlık grevine başlayan baba Gün yaptığı açıklamada şu sözlere yer vermiştir:

"Merhaba, ben Kemal Gün;

Küçükarmutlu Pir Sultan Sarıyer Şubesi başkanı Beyhan Gün'ün babasıyım.

Benim kızım haksız yere, hiçbir gerekçe olmadan tutuklandı. Ve on üç aydır, şimdi on dördüncü ayı kızım halâ tutuklu. Ve hasta olduğu için, tahliye olması için açlık grevine başladım."

 Direnen Kemal Babaya Ziyaretler Başladı

Açlık grevinin ikinci günü olan 30 Ocak’ta da PSAKD Sarıyer Şubesi Kemal Babayı ziyaret edenleri ağırladı. Ziyarete gelenler arasında PSAKD’li İbrahim Karakaya ve birçok Cemevi üyesi de mevcuttu.

İkinci günde de yapılan açıklamada: “Açlık Grevimizin ilk gününde bizi yalnız bırakmayan dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Beyhan Gün 409 gündür inanç özgürlüğü istediği için tutukludur. Tüm halkımızı direnişimizi gerçekleştirdiğimiz Sarıyer PSAKD'ye ziyarete bekliyoruz. ‘Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.’ Hz. Ali” sözlerine yer verildi.

 

TAYAD’lı Aileler’in bu hafta başlatmış o
lduğu imza kampanyası ve çağrıları devam ediyor.

TAYAD, 11 Eylül 2023’ten bu yana Süresiz Açlık Grevi direnişinde olan Hüseyin Karaoğlan ve 20 Ekim 2023’ten bu yana Ölüm Orucu direnişinde olan Nurettin Kaya’nın S-R-Y Kuyu Tipi Hapishanelerine karşı direnişlerini sahiplenme ve tecridin kaldırılması talebiyle imza kampanyası başlatmıştı; 30 Ocak’ta çağrısını yineleyen TAYAD kısaca şu açıklamada bulundu: “Taleplerin kabul edilmesi için 22 Şubat'a kadar bir imzada sen ver kampanyasına katılın. Bir imza tecridin parçalanmasıdır…”

 

Mücadelede Bir Çınar, Adı: TAYAD

TAYAD; 38’inci mücadele, direniş, kahramanlık ve zafer yılını geride bırakıyor.

Yıldönümünü bir programla kutlayacak olan TAYAD, kurumsal hesabından yaptığı duyuruda şu sözlere yer verdi:

 “Önce Evlatlarımızı Sahiplendik, Sonra Onların Düşlerini” Diyerek Çıktığımız Bu Yolda 38. Yılımızı Dolduruyoruz!

Tüm Halkımızı TAYAD’ın 38. Yıl Dönümü Etkinliğine Davet Ediyoruz…

Tarih: 03.02.2024

Saat: 13.00 – 17.00

Yer: Gazi Cemevi – İstanbul

 İstanbul Gazi Mahallesi’nde halk için mücadelesini sürdüren Bu Mahalle Bizim-Gazi, 29 Ocak’ta genel kitle çalışması yaptı.

Yapılan kitle çalışmalarında mahallenin farklı yerlerine adaletsizliği teşhir eden ve çeteleri hedef alan duvar gazeteleri asılmıştır.

Yapılan çalışmalar kapsamında:

-          S-R-Y Kuyu Tipi Hapishanelere karşı Süresiz Açlık Grevi yapan Hüseyin Karaoğlan ve Ölüm Orucu direnişçisi Nurettin Kaya’nın taleplerinin kabul edilmesi çağrısı; 

     Komplolarla tutuklanan ölüm orucu gazisi İleri Kızılaltun’un serbest bırakılması çağrısı;

-          

-         Ayrıca, mahallede çete-mafya çatışmaları nedeniyle katledilen Büşra Polat için, çete faaliyetleri ile tanınan Volkan Rençber ile Arap Emrah’ın teşhir edildiği duvar gazeteli asılmıştır. 


 



Yunanistan Halk Cephesi olarak Türkiye faşizminin ve Yunan Hükümetinin emperyalizmin direktifleri doğrultusunda Türkiyeli devrimcilere karşı uygulanan hukuk terörüne karşı oturma eylemi 28. gününde.

Eylem saat 12:00’da başladı. Yaklaşık bir saat süren eylemde bir kişi de bildiri dağıtımı gerçekleştirdi.

Yargıtay’a hukuki işleri için gelen avukatlardan da direnişe davaya dair sorular sordular. Yaşamış olduğumuz hukuksuzlar anlatıldı, direnişimizin talepleri anlatıldı.

Bir saat süren bildiri dağıtımında 50 adet bildiri dağıtımı gerçekleştirildi

Hafta içi Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, cuma günleri Atina’da Aleksandras caddesindeki Yargıtay Binası önünde direnmeye devam edeceğiz.

Herkesi direnişimizi sahiplenmeye çağırıyoruz.

Adalet İstiyoruz Alacağız!

Devrimcilik Yapmak Suç Değil Görevdir!

Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!

Halkız Haklıyız Kazanacağız!

 Avusturya’nın Başkenti Viyana da 17.02.2024 Cumartesi Günü Gerçekleştirilecek Olan KERBELA´DAN,ANADOLU´YA KONSER VE MÜZiKAL Etkinliğinin çalışmaları çerçevesinde Avusturya Alevi Kadinlar Birligi´nin ST. PÖLTEN ´de düzenlediği dayanışma geçişine katılıp Konser Afisi ve El ilanı dağıtımı yapıldı. Aynı zamanda Konser&Müzikal biletleri de satıldı. 

                            Avusturya Kerbela´dan Anadolu´ya Konser Komitesi

 

 


30 Ocak 2024 Tarihi itibariyle Lena İleni Açıkgöz 203 gündür Almanya’daki 129A/B yasalarına karşı ve devrimci tutsakların özgürlüğü için süresiz Açlık Grevinde!

 

Açlık Grevi Direnişinin Talepleri:

 

1- Adalet Bakanlığı şu an devam eden Devrimci Gazeteci Özgül Emre, Grup Yorum Emekçisi İhsan Cibelik, Antifaşist Serkan Küpeli'nin davasını geri çekmelidir!

 

2- Devrimci ve Anti-Faşist Tutsaklar Özgül Emre, İhsan Cibelik, Serkan Küpeli ve Hasan Unutan TUTUKSUZ YARGILANSINLAR!

 

3- Her türlü Dijital delil suç delili olarak kullanılmaktan çıkarılsın! Dijitallerin güvenirliği ve delil niteliği yoktur!

 

4- Almanya Anayasayı Koruma örgütünün (Verfassungsschutz) devrimciler hakkında hazırladığı raporlar meşru değildir, mahkemelerde delil olarak kullanmaktan çıkarılsın!

 

5- Almanya Federal Başsavcısı Peter Frank Özgül Emrelere yapılan operasyondan kısa bir süre sonra Türkiye Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü ve onur madalyası aldı. Bu görüşmede neler konuşuldu ve Savcı Peter Frank hangi hizmetler sonucu onur madalyası aldı? -AÇIKLANSIN!

 

6- 5 yıldır oturum hakları için direnen Almanya direnişleri Meclisinin oturumu geri verilsin! Siyasi nedenlerle verilenden oturum hakkının siyasi nedenlerle alınması hukuksuzdur ve meşru değildir!

Bu anlamda İlker Şahin’e verilen ceza kaldırılsın!

 

7- FAŞİST 129,129 A ve B yasaları Kaldırılsın!

 

Faşist 129 Yasası Kaldırılsın Komitesi

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.